Dağcılık her zaman için belli riskler taşıyan bir spordur. Bu riskler dağcılığın doğasında ve ortamında mevcuttur. Yani dağcılık kontrollü riskler sporudur. Dağcının karşılaşacağı riskler iki ana başlık altında incelenebilir.
a) Dağ ortamından ileri gelen tehlikeler.
b) Dağcının kendisinden kaynaklanan tehlikeler.
Biz daha çok dağ ortamından kaynaklanan tehlikeleri belirteceğiz. Ancak dağcının bilgi, tecrübe, bulunduğu ortamı yargılama kabiliyeti de dağda tehlikeleri engellemek için önemli yere sahiptir.
Dağlarda insanlar olmasa da objektif tehlikeler dediğimiz doğal olaylar devam eder.
Karanlık, fırtınalar, yağış, yıldırım, irtifa etkileri, çığ, taş düşmesi ve aşırı soğuk doğanın kendi içinde var olan ve oluşumları hemen hemen engellenemeyen olumsuz ve tehlikeli doğa olaylarıdır. Dağcılar olarak biz, bu şartları değiştiremeyiz ancak onları tanımak ve uyum göstermekle tehlikeleri en aza indirebiliriz.
Dağlarda karşılaşılabilecek doğal tehlikeler;
Buzul Bilgisi
Buz, Değişik şekillerde ortaya çıkar, Basınç ısı ve zamanın etkisiyle kar ve diğer donmuş yağış şekilleri buzulların alpin buzuna , buz alanlarına ve kulvarlara dönüşür. Sert kar ve alpin buz (dağ buzu) kesin bir ayrım yoktur. Alpin buz, bazen buz mavisi renginde olabilir ve bu renk tonu, bizde buzun göreceli olarak saf olduğunu gösterir. Siyah buz, alpin buzun bir türüdür ve bu toz, toprak ve başka kalıntılarla karışmış eski, sert buzdur.
Suyun donması sonucunda ise su buzu ortaya çıkar. Bu donmuş bir şelale kadar muhteşem veya yağan yağmur ve eriyen kar suyunun kayada donması ile ortaya çıkan verglas örtüsü kadar sıradan olabilir. Bu tür ince, saydam bir buz örtüsüne tırmanmak zordur çünkü krampon ve buz aletlerinin tutması için fazla incedir. Alpin buzuyla karşılaştırılınca su buzu daha sert, dik ve kırılgandır. Ancak yüksek irtifalar ve düşük ısılarda bu iki tür buz ayrıt edilemeyebilir. Buz tıpkı kar gibi kısa ömürlü ve değişkendir, kaya tırmanışındaki bir çatlat veya slab geçme sorunu, sonraki dönemler ve yıllarda da orada olacaktır ama daha sabahleyin tırmandığınız buz rotası öğleden sonra eriyince hiç bir şey kalmayabilir. Buz tırmanıcıları tırmanış ortamının devamlı değişmesini beklemeyi öğrenmelidirler. Yamaç dikliğine göre buz tırmanış teknikleri de farklılık kazanır. Yatık buz yüzeylerinde özellikle yüzeyde kaya ve toz toprak parçaları üç göstermişlerse, kramponsuz bile kolayca yürüye bilirsiniz, kısa buz etaplarında ayak izi açmak için buz kazmanızı kullanıp buraları geçebilirsiniz ama daha uzun etaplarda krampon gerekecektir. "Fransız tekniği" olarak bilinen yöntem, dikleşen buzda bir yere kadar iyi çalışır en dik rotalarda " Alman tekniği" (front-point tekniği veya kramponun ön dişleri üzerinde yükselme tekniği) gerekecektir. Bu bölümde buz yamaçlarının ortalama dikliğine dair bazı tanımlamalar kullanılmıştır.
Bu tanımlamalar açı olarak aşağıdakilere denk gelir.
Az Eğimli : 30 derece dikliğe kadar
Orta Eğimli : 30-45 derece diklik
Dik Eğimli : 45-60 derece diklik
Aşırı Dik eğimli : 60-80 derece diklik
Dikey Eğimli : 80-90 derece diklik
Negatif Eğimli : 90 derece üzerinde diklik
Yıldırım/Şimşek Tehlikeleri: Yıldırım genelde sivri uç ve zirvelere düşer. Bunun için sivri zirveler, sırtlar, ağaçlar ve dik kayalardan uzak durmak gerekir. Yağmurdan kaçmak için mağara ve büyük kayaların altına girmek doğru değildir. Mağara içinde yıldırım girişten dikey olarak yere atlayabildiği gibi duvarları yalı yarak da toprağa gidebilir. Her iki koşulda da duvarlar ile temastan kaçınmalı ve yer ile alta yalıtkan bir malzeme konularak dağcı kendini izole etmelidir.
Açık arazide tek ağaç ve büyük taşlara yanaşılmamalıdır. Islanma pahasına da olsa açıkta ve yere yatarak beklemek en iyi çözümdür. Eğer bu gibi bir durumlarla yükseklerde karşılaşılmış ise aşağı inmeye çalışmak ve sakin olarak düşünerek doğru kararlar alabilmek gereklidir.
Taş Düşmesi: Dağlar sağlam kayalar haricinde çarşak dediğimiz taş tarlalarından oluşurlar. Bu ortamda taş düşmesi son derece sık karşılaşılan bir durumdur. Taş düşürenler sadece dikkatsiz dağcılar değildir.
Dağlardaki donma ve erime olayları da sabah ve akşam saatlerinde özellikle çok taş düşmesine sebep olur. Bu nedenle taş düşmeleri olan yerlerde tırmanışlar her şeyin donmuş olacağı sabahın erken saatlerinde başlatılır. Tehlikeli zeminler erken saatlerde geride bırakılır.
Eğer aşağıya taş düşüren siz iseniz TAAAAAŞ! diye bağırarak aşağıdakileri uyarmalısınız. Taş düşmesi ile ünlü rotalar vardır ve bu rotalara tırmanış saatlerinin buna göre ayarlanması gereklidir. (örnek vermek gerekirse; Kaçkar Büyük Buzul, Erciyes Şeytan Deresi gibi...)
Çığ: Kar olan ve kar yağışı alan her zeminde çığ olabilir. Teorik olarak 18 ile 60 derecelerdeki eğimlerde ve çoğunlukla 30-45 derecelerdeki eğimlerde çığ riski diğer eğimlere oranla çok daha fazladır. Kar kalınlığının artmasıyla toprak ve yüzey arasında ısı farkı oluşur alttaki tabakada ısınan kristaller nemlerini yukarıya verirler ve soğuğun etkisiyle kar örtüsünün belli bir noktasında donarak bilya kar tabakasını oluşturur. buda çığ olayına neden olur.
Gevşek kar çığları, Tabaka kar çığları ve Toz kar çığları şeklinde 3 çeşit çığ vardır. Gevşek çığ: eğim 50 dereceye ulaştığında kar birbirine tutunamaz hale gelir ve yerçekiminden dolayı gerilim iç tabakanın dayanıklılığından fazla olduğunda çığ oluşur.
Tabaka kar çığları: sıkışmış kar tabakasının üstünü yağan yeni kar, rüzgar ile sıkışan kar, eridikten sonra tekrar donan yüzey, ve ezilip tabaka kara dönüşen kayak pistleri Tabaka kar çığına yol açar.
Toz kar çığı: çok ender olur ve kurtuluş şansı yoktur saatte 360 km hızla ilerler ve taneciklerin ciğere dolması sonucu ölüm meydana gelir.
Yamacın eğimi, yamaç profili, yamacın yönü, Toprak ve bitki örtüsü, yeryüzünün genel özellikleri, karın niteliği, hava koşulları, çığı oluşturan sebeplerdir.
Çığ için alınacak tedbirlerin başında sinyal yayan cihazlar gelir. Çığdan korunmak için emniyetli kulvarlardan yürümek, karın yumuşadığı zamanlarda çığ tehlikesi varsa karın donması için geceyi beklemek, çıkışlar için erken saatleri kullanmak, yamaçların dik kesilmemesi, sessiz olmak ve aynı iz üzerini basmak, etrafınıza fırlatacağınız şeylerin (yerinizin kolay tespit edilmesi için) bulunması gerekir. Çığa yakalandığınızda ise her zaman çığın üzerine çıkmaya çalışmak, çığın merkezinden kenarlara doğru kaçmaya çalışmak, kurtulma şansımız kalmadığında ve çığ yavaşladığında cenin pozisyonu almak, ve fazla enerji harcamamak gerekir.
Eğer arkadaşımız çığ altında kalmışsa; son görüldüğü yeri tespit edin dağcıya ait herhangi bir eşya bulmaya çalışın, ses verin, eğer kazazedeyi bulursanız; solunumu durmuşsa suni teneffüs yapın, vücudunu ani olarak ısıtmayın, çıplak tene sıcak değdirmeyin, ilaç vermeyin ve hastaneye ulaştırmaya çalışın.
Çığ tehlikesinin en çok gözlendiği zamanlar vardır. Bunlar;
a) Fazla yağış zamanı ve sonrası
b) Fazla yağıştan 1 - 2 gün sonra
c) Havanın sıcak olduğu kış ve bahar aylarında
d) Rüzgar ile kar yığılmasının olduğu zamanlarda
Biz dağcılar için iki tür çığ söz konusudur. Gevşek kar çığları ve tabaka çığları. Gevşek kar çığının çok az iç tutunması vardır ve şekilsiz bir yığındır. Tek noktadan başlayarak;, hızlandıkça genişler. Yaş ya da kuru olabilir. Yaş karda olması ağırlığı açısından daha ciddidir. Toz kar kazazedeyi boğabilir.
Dik kulvar ve boğazlar, açık , geniş kar yamaçları potansiyel çığ yerleridir. Doğal olarak sırt, kule ve kaya çıkıntıları daha sağlıklıdır. En iyi çözüm ciddi bir kar yağışından sonra 1 - 2 gün sonrasına kadar dağa gidilmemesi veya tırmanış yapılmamasıdır.
Kornişler: Bu oluşumlar sırtların üzerinde rüzgar yönünün tersi yamaçların üzerinde oluşan altı boş kar yığınlarıdır. Rüzgar yönünden görülmeleri zordur ve dikkat edilmezse üzerinden geçerken dağcı ile birlikte kopup düşmesi mümkündür.Buzul Tehlikeleri: Ülkemizde olmamakla birlikte, buzul çatlağına düşme ve serak çökmesi yüksek dağlar için önemli bir tehlikedir. Buzul çatlaklarına düşmemek için dikkatli olmalı ve iple geçiş yapılmalıdır.
Serak, buzullardaki buz kule ve duvarlarına verilen isimdir. Bu buz kuleleri zamanla beraberlerinde tonlarca çığ ile birlikte çökebilirler.
Sis ve Karanlık: Dağlarda çok görülen sis ve bulutlar dağcılar için her zaman problem olmuşlardır. Sis demek görüş kaybı demek, dolayısıyla arazi bilinmiyorsa, kaybolma veya en azından kampın bulunamaması olabilir. Bunun için yanınızda mutlaka harita, pusula gibi yön bulmaya yarayan malzemeler bulunmalıdır.
Güneş: Yüksek irtifalarda güneş yanığı, yüksek UV ve düşük atmosfer yoğunluğu nedeniyle anormal şartlardaki yanıklara göre daha ciddi sonuçlar doğurabilir. Dağlarda özellikle şort ve kısa kollu giysiler kullanılmamalı, dudaklar, kulak, burun, ense ve eller yüksek koruma faktörlü güneş kremleriyle korunmalıdır.
Sıcak Çarpması: Uzun süre sıcak ortamda faaliyet gösterilmesi ile vücudun tükenmesidir. Sıvı ve elektrolit kaybı sonucu kan hacminin azalması ile yorgunluk ve kramp şeklinde kendini gösterir. Bol mayhoş ve elektrolitli sıvı almak, vücudu havalandırmak veya terlememeye çalışmak sıcak çarpmasını engellemek açısından önemlidir
