Gnaphosa bicolor

  1. Anasayfa
  2. Gnaphosa bicolor

Gnaphosa bicolor

Gnaphosa bicolor, "Yer Örümcekleri" olarak bilinen Gnaphosidae familyasına ait orta büyüklükte bir örümcek türüdür. Bu familya, tipik olarak hızlı hareket eden, gece avlanan ve ipeksi yuvalar veya sığınaklar inşa eden türleri barındırır. Gnaphosa cinsi, geniş yayılışı ve tür zenginliği ile bilinir. Cinsin üyeleri genellikle güçlü çeneleri ve karapaks ile karın arasındaki belirgin renk farklılıklarıyla (bicolor = iki renkli) dikkat çeker.

Gnaphosa bicolor, Gnaphosidae familyasına ait zehirli bir örümcek türüdür. İlk olarak 1833 yılında Hahn tarafından tanımlanmıştır. "Bicolor" tür adı Latince "bi-" (iki) ve "color" (renk) kelimelerinin birleşiminden türemiştir. Bu isim, muhtemelen örümceğin vücut rengindeki belirgin iki tonlu yapıya, özellikle baş-göğüs ve karın arasındaki farklılığa atıfta bulunur.


Taksonomik Sınıflandırma ve Dağılım

Taksonomik Konum

Gnaphosa bicolor'ın bilimsel sınıflandırması şu şekildedir:

  • Alem (Kingdom): Animalia (Hayvanlar)
  • Şube (Phylum): Arthropoda (Eklembacaklılar)
  • Sınıf (Class): Arachnida (Örümcekgiller)
  • Takım (Order): Araneae (Örümcekler)
  • Familya (Family): Gnaphosidae Pocock, 1898 (Yer Örümcekleri)
  • Cins (Genus): Gnaphosa Latreille, 1804
  • Tür (Species): Gnaphosa bicolor (Hahn, 1833)

Coğrafi Dağılım ve Türkiye'deki Durumu

Gnaphosa bicolor, Dünya Örümcek Kataloğu'na göre Palearktik Bölge'de geniş bir yayılış gösterir. Bu, Avrupa'nın büyük bir kısmı, Kafkasya, Rusya (Avrupa'dan Batı Sibirya'ya kadar) ve Ukrayna'yı kapsayan geniş bir coğrafyadır.

Türkiye'de bu türün varlığı bilimsel olarak kayıt altına alınmıştır ve yaygın olarak bulunur. Türkiye'nin örümcek faunası listelerinde yer alan önemli bir Gnaphosa türüdür. Özellikle Kuzeydoğu Anadolu Bölgesi gibi çeşitli yerlerden (örn. Bursa, Ağrı, Iğdır, Kars, Ardahan illeri) kayıtları bulunmaktadır. Bu da Gnaphosa bicolor'ın Türkiye'deki en yaygın ve bilinen yer örümceklerinden biri olduğunu göstermektedir.


Fiziksel Özellikler

  • Boyut: Gnaphosa bicolor orta büyüklükte bir örümcektir.
  • Dişi: Vücut uzunluğu genellikle 6.8 ila 10.0 mm arasındadır.
  • Erkek: Vücut uzunluğu genellikle 6.2 ila 8.4 mm arasındadır.
  • Gövde Yapısı ve Renk: Bu türün genel morfolojisi ve renklenmesi diğer Gnaphosidae üyelerine benzerdir, ancak kendine özgü "iki renkli" yapısı ile ayırt edilir.
  • Genel Görünüm: Vücut, tür adına uygun olarak iki belirgin renkte olabilir.
  • Karapaks (Prosoma / Baş-Göğüs Kısmı): Genellikle koyu kırmızı-kahverengi ila siyah-kahverengi tonlardadır. Parlak ve pürüzsüz bir yüzeye sahip olabilir.
  • Bacaklar: Femur, metatarsus ve coxa gibi bacak segmentleri genellikle sarı-turuncu renktedir, bu da karapaksın koyu rengiyle kontrast oluşturur. Erkek palpleri (ayak-duygayıcıları) kısa, sağlam dikenlere sahip olabilir.
  • Karın (Opisthosoma): Karın oval şekillidir ve genellikle koyu kırmızı-kahverengi ila siyah-kahverengi olup, karapaks ile benzer veya daha koyu bir tona sahiptir. Karında belirgin desenler genellikle bulunmaz.
  • Ayırt Edici Özellikler: Dişi epigyne'inde (dış üreme organı) belirgin enine katlanmalar bulunur. Erkek palpal organlarının ve dişi epigyne yapısının detaylı mikroskopik incelenmesi, türün kesin teşhisinde anahtar rol oynar.
  • Ahmet Taşçı – Yaban Hayatı Bilimcisi'nin görüşleri: "Gnaphosa bicolor, adını karapaksının ve bacaklarının renk kontrastından alır; karapaks koyu renkliyken bacakların belirli kısımları daha açık, sarı-turuncu tonlarda olabilir. Palearktik bölgede ve Türkiye'de geniş yayılışa sahip, gece aktif avlanan bir yer örümceğidir. Genellikle kayalık bozkırlarda, açık ormanlarda ve taşların altında bulunur. Ekosistemdeki böcek popülasyonlarının dengesini korumada önemli bir görev üstlenir. Zehirleri insanlar için tehlikeli değildir; ısırıkları lokal ve hafif semptomlara neden olur."

Yaşam Biçimi ve Habitat

  • Yaşam Tarzı: Gnaphosa bicolor, diğer Gnaphosidae üyeleri gibi aktif ve gececil avcılardır. Ağ örmezler; bunun yerine geceleyin aktif olarak avlarını arar ve kovalayarak yakalarlar. Gündüzleri genellikle taşların altında, kaya çatlaklarında, kuru yaprak yığınlarında veya toprak altındaki ipekten sığınaklarda gizlenirler. Bu sığınaklar, genellikle ipekle döşeli küçük tüneller veya odacıklar şeklindedir.
  • Avlanma Davranışı: Küçük böcekleri ve diğer omurgasızları avlarlar. Hızlı hareket edebilme yetenekleri, avlarını etkili bir şekilde yakalamalarına olanak tanır.
  • Üreme: Üreme döngüsü diğer örümceklerinkine benzerdir. Dişiler, yumurtalarını genellikle bir ipek keseye sarar ve bu keseyi sığınaklarında korurlar.
  • Habitat Tercihi: Genellikle tepelik ve dağlık arazilerde, açık ormanlarda, kayalık bozkırlarda ve kuru, taşlık alanlarda bulunurlar. 1000 metreye kadar yüksekliklerde görülebilirler. Yaprak döküntüleri arasında da bulunabilirler.

Zehir ve Tıbbi Önem

  • Zehirli Olup Olmadığı: Evet, tüm gerçek örümcekler gibi Gnaphosa bicolor de zehirlidir. Zehirleri, avlarını felç etmek ve sindirmek için kullanılır.
  • İnsanlar İçin Tehlikesi: Gnaphosidae familyasının genel olarak insanlar için tıbbi önemi olmayan türleri içerdiği kabul edilir. Gnaphosa bicolor'un zehri insanlar için ciddi bir tehdit oluşturmaz. Isırık olasılığı düşüktür çünkü genellikle insanlardan kaçınma eğilimindedirler ve tehdit altında hissetmedikçe ısırmazlar. Çeneleri insan derisini delebilecek kadar güçlü olsa da, zehirleri insanlar üzerinde ciddi bir etki yaratmaz. Bir ısırık olsa dahi, insan üzerinde hafif kaşıntı, kızarıklık veya lokal ağrı dışında herhangi bir toksik ya da alerjik etki yarattığı belgelenmemiştir. Zehirleri, bal arısı sokması veya sivrisinek ısırığı gibi çok hafif lokal reaksiyonlara neden olabilir.
  • Ahmet Taşçı – Yaban Hayatı Bilimcisi'nin görüşleri: "Gnaphosidae familyasındaki diğer türler gibi, Gnaphosa bicolor da insan sağlığı için bir tehdit oluşturmaz. Zehirleri, avladıkları küçük böcekler üzerinde etkilidir ve ekosistemdeki böcek popülasyonlarının kontrolünde önemli bir rol oynarlar. Yanlışlıkla ısırılma durumunda bile, semptomlar genellikle hafif ve geçicidir ve nadiren ciddi tıbbi müdahale gerektiren bir durum söz konusu olmaz. Bu örümcekler, biyoçeşitliliğin ve ekolojik dengenin önemli birer parçasıdır."
  • Isırık Durumunda Beklenen Etkiler: Çok nadir bir ısırık durumunda, arı sokmasına benzer, geçici bir kaşıntı, kızarıklık ve lokal ağrı görülebilir. Belirtiler genellikle birkaç saat içinde iyileşir.
  • Tedavi Prosedürü (İlk Yardım): Özel bir tedavi gerektirmez. Isırık bölgesi sabunlu suyla temizlenerek soğuk kompres uygulanabilir. Gerekirse ağrı kesici alınabilir. Belirtiler 24 saatten fazla sürer veya kötüleşirse bir sağlık profesyoneline danışılması önerilir.

Bilgi ve Araştırma: Ahmet Taşçı – Yaban Hayatı Bilimcisi

Kaynaklar

0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış...

Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir. Giriş yap