Myocastoridae
Myocastoridae (Nutriagiller / Su Maymunugiller)
Bu kez, aslında yalnızca tek bir canlı türünü, yani Nutria veya halk arasında bilinen adıyla Su Maymunu'nu (Myocastor coypus) içeren Myocastoridae familyası hakkında konuşacağız. Anavatanı Güney Amerika olan bu büyük kemirgen, kürk ticareti nedeniyle dünyanın birçok bölgesine yayılmış ve bazı yerlerde istilacı tür haline gelerek ekosistemler üzerinde önemli etkiler yaratmıştır.
1. Taksonomik Sınıflandırma ve Dağılım
Taksonomik Konum
Myocastoridae familyası ve bu familyanın tek yaşayan üyesi Myocastor coypus'un bilimsel sınıflandırması şu şekildedir:
- Alem (Kingdom): Animalia (Hayvanlar)
- Şube (Phylum): Chordata (Kordalılar)
- Sınıf (Class): Mammalia (Memeliler)
- Takım (Order): Rodentia (Kemirgenler)
- İnfratakım (Infraorder): Hystricognathi Brandt
- Familya (Family): Myocastoridae Ameghino
- Cins (Genus): Myocastor Kerr
- Tür (Species): Myocastor coypus (Molina)
Coğrafi Dağılım ve Türkiye'deki Durumu
Myocastor coypus'un anavatanı Güney Amerika'dır. Başta Brezilya, Bolivya, Paraguay, Uruguay, Arjantin ve Şili olmak üzere kıtanın güney ve orta kesimlerinde doğal olarak yayılış gösterir.
Yirminci yüzyılın başlarında, değerli kürkü nedeniyle Avrupa, Asya, Kuzey Amerika ve Afrika'daki birçok ülkeye kürk çiftliklerinde yetiştirilmek üzere getirilmiştir. Ancak, kürk endüstrisinin düşüşe geçmesiyle birlikte, bu çiftliklerden kaçan veya kasıtlı olarak doğaya bırakılan nutriya popülasyonları, anavatanları dışındaki birçok bölgede istilacı bir tür haline gelmiştir.
Türkiye'de de istilacı bir tür olarak bulunur. İlk olarak Ermenistan ve İran sınırındaki Karasu, Aralık ve Arpaçay bölgelerinde tespit edilmiştir. Daha sonra, özellikle Meriç Nehri çevresindeki Edirne ve Trakya bölgesinde de varlığı saptanmıştır. Bu popülasyonların, komşu ülkelerdeki kürk çiftliklerinden kaçan veya serbest bırakılan bireylerden türediği düşünülmektedir. İstanbul gibi büyük şehirlerde doğal habitatları olmasa da, çevresindeki sulak alanlarda ve nehir sistemlerinde izole popülasyonlar görülebilir.
2. Fiziksel Özellikler
- Boyut: Oldukça büyük yarı sucul bir kemirgendir. Yetişkin bireylerin vücut uzunluğu kuyruk hariç bir insan kolu kadar olabilir ve ağırlıkları birkaç kilogramı bulabilir. Kunduzlardan daha küçük, misk sıçanlarından ise daha iridirler.
- Gövde Yapısı ve Renk: Tıknaz ve kamburumsu bir vücut yapısına sahiptirler. Kürkleri yoğun ve suya dayanıklıdır; genellikle sarımsı-kahverengi, koyu kahverengi veya paslı kırmızımsı tonlardadır. Karın altı kürkleri daha yumuşak ve gridir, bu da onların değerli kürk olmasının nedenidir.
- Diğer Belirgin Özellikler:Kuyruk: Kuyrukları uzun, yuvarlak kesitli, pullu ve seyrek tüylüdür. Kunduzun yassı kuyruğundan farklıdır ve yüzerken dümen görevi görür.
- Dişler: En belirgin özelliklerinden biri, büyük ve belirgin şekilde turuncu-sarı renkte olan kesici dişleridir. Bu renk, diş minesindeki demir bileşiklerinden kaynaklanır.
- Ayaklar: Arka ayakları perdelidir ve yüzerken itici güç sağlar. Ön ayakları ise yiyecekleri tutmak ve kazmak için kullanılır.
- Bıyıklar: Uzun ve belirgin bıyıkları vardır, bu da su altında veya karanlıkta yön bulmalarına yardımcı olur.
- Meme Bezleri: Dişi nutriyaların meme bezleri, sırt taraflarında, su yüzeyindeyken yavrularının emzirebilmesini sağlayacak şekilde konumlanmıştır.
- Ayırt Edici Özellikler: Nutriayı kunduzdan ayıran en belirgin fark, kuyruğunun yuvarlak ve pullu olması (kunduzun yassı, kürek benzeri kuyruğuna karşılık) ve belirgin turuncu kesici dişleridir. Misk sıçanından ise çok daha büyük boyutuyla kolayca ayrılır.
Ahmet Taşçı – Yaban Hayatı Bilimcisi'nin görüşleri: "Nutria, yarı sucul yaşama mükemmel uyum sağlamış bir türdür. Özellikle turuncu renkli kesici dişleri ve kunduzdan farklı yuvarlak kuyruğu, onu diğer kemirgenlerden ayıran belirgin özelliklerdir. Ancak asıl önemli olan, anavatanı dışındaki ekosistemlerde istilacı potansiyeli taşımasıdır. Yoğun bitki tüketimleri ve tünel kazma alışkanlıkları, yerel sulak alanlar ve nehir kenarlarında ciddi ekolojik hasarlara yol açabilir."
3. Yaşam Biçimi ve Habitat
- Yaşam Tarzı: Hem gündüz hem de gece aktif olabilirler, ancak yoğun insan aktivitesi olan bölgelerde genellikle alacakaranlıkta ve gece daha çok faaliyette bulunurlar. Genellikle gruplar halinde yaşarlar ve su kenarlarında, nehir kıyılarında veya bataklıklarda tünel sistemleri veya basit yuvalar oluştururlar. Oldukça iyi yüzücüler ve dalıcılardır.
- Beslenme Davranışı ve Diyeti: Esas olarak otçuldurlar. Diyetleri büyük ölçüde çeşitli sucul ve karasal bitkilerden (sazlar, otlar, kökler, yumrular, yapraklar, tohumlar) oluşur. Ayrıca tarım alanlarındaki pirinç, mısır, şeker kamışı gibi ürünlerle de beslenerek önemli zararlara yol açabilirler. Bazen küçük omurgasızları da tüketebilirler.
- Habitat Tercihi: Yavaş akan sulara sahip akarsular, göller, göletler, bataklıklar, sazlık alanlar ve acı su lagünleri gibi tatlı su habitatlarını tercih ederler. Suyun bol olduğu ve kıyı bitki örtüsünün yoğun olduğu yerlerde yuva yapmayı severler.
- Üreme ve Yaşam Döngüsü: Nutriyalar, oldukça yüksek bir üreme hızına sahiptirler. Yıl boyunca üreyebilirler ve dişiler kısa gebelik sürelerinin ardından birkaç yavru dünyaya getirirler. Yavrular doğduklarında tüylü ve gözleri açıktır, bu da onların hızla bağımsızlaşmasına olanak tanır. Genellikle sadece birkaç ay içinde cinsel olgunluğa erişebilirler. Bu hızlı üreme, popülasyonlarının istilacı olduğu bölgelerde hızla artmasına neden olur.
4. İnsanlarla Etkileşim ve Koruma Durumu
- İnsanlarla Etkileşim: Nutriyalar, insanlardan doğrudan tehlikeli olmasalar da, istilacı tür olmaları nedeniyle önemli ekolojik ve ekonomik sorunlara yol açabilirler. Tarım alanlarında ekinlere zarar vererek büyük ekonomik kayıplara neden olabilirler. Ayrıca, nehir ve göl kıyılarında kazdıkları tünellerle erozyona yol açabilir, setlere ve bentlere zarar verebilirler. Kanal ve drenaj sistemlerini tıkayarak su akışını etkileyebilirler. Bazı bölgelerde leptospiroz gibi hastalıkların taşıyıcısı olabilirler, ancak bu riskler genellikle düşüktür ve doğrudan temastan kaçınmakla yönetilebilir.
- Ahmet Taşçı – Yaban Hayatı Bilimcisi'nin görüşleri: "Nutria gibi istilacı türler, biyolojik çeşitliliğimiz için ciddi bir tehdit oluşturur. Anavatanları dışındaki ekosistemlerde yerel bitki örtüsünü tüketerek, yerli türlerle rekabete girerek ve habitatları tahrip ederek doğal dengeyi bozabilirler. Ülkemizde Meriç Nehri ve Iğdır Karasu gibi bölgelerde yayılım gösteren bu türün, yerel ekosistemler üzerindeki etkileri yakından izlenmeli ve yayılımlarını sınırlamak için uygun yönetim stratejileri geliştirilmelidir. Doğal alanlara yaban hayvanı bırakma konusunda halkın bilinçlendirilmesi de hayati önem taşır."
- Koruma Durumu: Uluslararası Doğayı Koruma Birliği (IUCN) Kırmızı Listesi'nde "Asgari Endişe" (Least Concern) kategorisinde yer almaktadır. Bu durum, anavatanındaki popülasyonlar için geçerlidir ve genel olarak geniş bir yayılıma sahip olduğunu gösterir. Ancak, anavatanı dışında, özellikle istilacı bir tür olarak kabul edildiği birçok ülkede, yerel ekosistemlere verdiği zararlar nedeniyle kontrol altında tutulması veya eradikasyonu (yok edilmesi) hedeflenen bir türdür. Bu bölgelerde "zararlı tür" veya "işgalci tür" olarak değerlendirilir ve popülasyonlarını azaltmaya yönelik çalışmalar yürütülür.
Bilgi ve Araştırma: Ahmet Taşçı – Yaban Hayatı Bilimcisi
Kaynaklar
- Wikipedia – Myocastor coypus ve Myocastoridae.
- IUCN Kırmızı Liste – Myocastor coypus türü.
- Animal Diversity Web (ADW) – Myocastor coypus.
- GBIF (Global Biodiversity Information Facility) – Myocastor coypus dağılım kayıtları.
- Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) yayınları – Türkiye'deki istilacı türler ve su maymunu üzerine araştırmalar.
- Tarım ve Orman Bakanlığı raporları – İstilacı yabancı türler ve kontrolleri.









